Sepet örme sanatıyla ilgilenen kadınlar, bu geleneksel sanatla hem aile ekonomilerine katkıda bulunuyor hem de geçmişin mirasını geleceğe taşıyor. 65 yıldır sepet örme sanatıyla uğraşan Ganimet Akış, bu zanaatı genç nesillere öğretme ve yaşatma görevini üstlenmiş durumda.
Bolu Belediyesi tarafından düzenlenen sepet örme kursu, 1859 yılından kalma tarihi Yeşil Konak’ta yapılıyor. Unutulmaya yüz tutmuş bu el sanatını canlandırmak amacıyla açılan kurs, büyük bir ilgi görüyor. Tarihi konakta verilen eğitimlerde, kuru mısır kabukları ve saz kullanılarak sepetler, kapı süsleri ve birçok dekoratif ürün yapılıyor. Kursun ana öğretmeni olan Ganimet Akış, bu sanatı çocukluğundan itibaren atalarından öğrenmiş ve 65 yıldır bu zanaatla uğraşıyor.
El Emeğiyle Aile Ekonomisine Katkı
Bu kurs, özellikle ev hanımları için hem bir öğrenim süreci hem de bir gelir kaynağı olarak ön plana çıkıyor. Sepet örme sanatını öğrenen kadınlar, kursun sonunda ürettikleri sepetleri ve diğer el emeği ürünlerini pazarlarda satarak aile ekonomisine katkıda bulunuyor.
Bazı kadınlar bu işten elde ettikleri gelirle geçimlerini sürdürüyor. Sepet yapımı, aynı zamanda kadınların keyifle vakit geçirdiği bir hobi haline gelmiş durumda. Üretilen sepetler, Bolu’daki festivallerde, pazarlarda ve çeşitli etkinliklerde satılıyor, bu sayede yerel ekonomiye de katkı sağlanıyor.
Usta Öğretici Lale Erdemir: "Bu Sanat Unutulmasın"
Sepet örme kursunun öncülerinden biri olan Usta Öğretici Lale Erdemir, bu sanatı unutulmaya karşı koruma çabasında olduklarını vurguluyor. Halk eğitim merkezi ve belediyenin desteğiyle açılan bu kursa yoğun bir talep var.
Erdemir, kurs boyunca kadınların kişiye özel tasarımlar ürettiklerini ve sepet örme sanatını kendi özgün dokunuşlarıyla yeniden canlandırdıklarını ifade ediyor. Kursiyerler, gölden kesilen sazlar ve mısır kabuklarıyla sepetleri ilmek ilmek örerken, ürünleri renklendirmek için kumaş boyaları kullanılıyor. Ayrıca kurs boyunca kapı süsleri ve nihale gibi çeşitli objeler de yapılıyor.
Ganimet Akış’ın İlham Veren Hikayesi
65 yıldır sepet ören Ganimet Akış, bu sanatı bir yaşam tarzı haline getirmiş. Yıllardır el emeğiyle geçimini sağlayan Akış, bildiklerini başkalarına öğretmekten büyük mutluluk duyuyor.
Akış’ın hayatı, mısır kabuğundan sepetlerle örülü; bu iş sayesinde hem ailesini geçindirmiş hem de yılların birikimini yeni nesillere aktarmış. Sepet örme işini hiç bırakmayan Ganimet Akış, bu sayede 65 yıldır sürekli bir gelir elde ettiğini ve hiç parasız kalmadığını söylüyor. Onun deneyimi ve birikimi, bu sanatı öğrenmek isteyen genç nesiller için büyük bir ilham kaynağı oluyor.
Çocuklardan ve Okullardan Yoğun İlgi: Sıfır Atık ve Geri Dönüşüm Bilinci
Sepet örme kursuna yalnızca kadınlar değil, okullardan ve çocuklardan da büyük ilgi var. Belediyenin Turizm Tanıtım Ofisi’nde görevli Neşe Alagöz, sepet yapımında kullanılan malzemelerin sıfır atık mantığıyla değerlendirildiğini ve bu nedenle okullardan yoğun talepler aldıklarını belirtiyor.
Çocuklar kursu ziyaret ederek mısırın ve yaprağının nasıl değerlendirildiğini, bir ürünün nasıl geri dönüştürülerek sıfır atıkla yapıldığını yerinde öğreniyor. Yaz döneminde şehir merkezinde açılan kursa gösterilen bu yoğun ilgi, sıfır atık projelerine olan duyarlılığı da artırıyor.
Sepetler Turistlerin de İlgi Odağı
Bolu’ya dışarıdan gelen turistler de bu el emeği sepetlere büyük ilgi gösteriyor. Sepetlerin hem dekoratif olması hem de elde yapılmış özgün ürünler olması, onları turistler için cazip hale getiriyor.
Neşe Alagöz, bu ürünlerin hem yerel ekonomiye hem de kadınların aile bütçelerine büyük katkı sağladığını vurguluyor. Kursa katılan kadınlar, ürettikleri ürünleri satarak kazanç elde ediyor ve bu süreç, onların kendilerini daha mutlu hissetmelerine de neden oluyor. Alagöz, hiç çalışmamış kadınların bu kurs sayesinde ilk defa kendi elleriyle bir ürün yapıp satarak para kazandıklarını ve bu durumun onlara büyük bir mutluluk verdiğini ifade ediyor.