Çocuklarının yetenekli olup olmadığını anlamaya çalışan ebeveynler için bu işaretleri tanımak büyük önem taşıyor. Doğru eğitimle yönlendirilen çocuklar, kendilerini daha iyi ifade edebilir ve potansiyellerini en üst düzeyde gerçekleştirebilir.
ABD'de üstün yetenekli çocukların gelişimini desteklemek amacıyla kurulan Davidson Enstitüsü'nde çalışan Megan Cannella, bu tür çocukların bazı ipuçlarıyla kendilerini açığa vurduğunu söylüyor.
Cannella'nın CNBC'de yayımlanan yazısına göre, nörobilimciler üstün zekalılığın her çocukta kendine özgü işaretlerle ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Yine de çoğu uzmana göre, çocukların üstün yetenekli olduğuna dair bazı ipuçları olabiliyor.
Cannella, yazısında nörobilimcilerin belirlediği bu işaretleri şu şekilde sıralıyor:
1. Eşzamanlı olmayan gelişim
Zeki çocuklar bazen yaşlarına göre daha basit olan görevlerde zorlanabilirler. Örneğin, ayakkabı bağlama ya da diş fırçalama gibi rutin işler, bazı üstün yetenekli çocuklar için zorluk yaratabilir. Bu durum, "eşzamanlı olmayan gelişim" olarak bilinir ve çocukların belirli becerilerde farklı hızlarda gelişim göstermesi anlamına gelir.
Bu, üstün yetenekli çocuklar arasında sıkça karşılaşılan bir özelliktir. Örneğin, 8 yaşındaki bir çocuk, 7. sınıf seviyesinde okuma yeteneğine sahip olabilirken, matematik becerileri 5. sınıf düzeyinde olabilir. Aynı çocuk, sosyal beceriler açısından ise yaşına uygun bir seviyede olabilir. Bu eşzamanlı olmayan gelişim, çocukların farklı alanlarda farklı hızlarda ilerlemesiyle kendini gösterir ve üstün yetenekli çocuklarda oldukça yaygındır.
2. Erken dönemde derin duygusal hassasiyet
Üstün yetenekli çocuklar, çevrelerine karşı olağanüstü derecede hassas olabilir ve derin duygusal tepkiler verebilirler. Nörobilimciler, bu çocukların duygusal derinliklerinin yaşlarına göre çok daha fazla olduğunu öne sürüyor.
Örneğin, bir hikayedeki karakterin üzülmesi veya zarar görmesi gibi durumlar bu çocuklar üzerinde büyük bir etki yaratabilir ve bu tür sahnelerden keyif almakta zorlanabilirler.
Dahası, bu çocuklar genellikle adalet duygusu yüksek olan bireylerdir. Adaletsizlik, yalan söyleme ya da haksızlık gibi durumlar onları ciddi şekilde rahatsız edebilir. Ancak, duygusal gelişimleri her zaman bilişsel gelişimleriyle uyumlu olmadığından, bu yoğun duygularla nasıl başa çıkacaklarını henüz öğrenmemiş olabilirler. Bu da duygusal düzenleme becerilerinde zorluk yaşamalarına neden olabilir.
3. Varoluşsal sorgulamalar
Üstün yetenekli çocuklar genellikle yaşamın derin anlamları ve evrensel konular hakkında yoğun bir merak duyarlar. Yaşıtlarından farklı olarak, varoluşsal konularla daha erken yaşta ilgilenmeye başlarlar.
Ölüm, yoksulluk, çevresel sorunlar ve adaletsizlik gibi büyük meseleler, bu çocukların zihinlerinde sıkça yer bulur. Sıklıkla, "Öldüğümüzde ne olur?" veya "Dünyada neden bu kadar kötü şey oluyor?" gibi sorular sorarlar. Bu tür sorular, onları sadece kendi yaşamlarını değil, aynı zamanda dünyayı daha geniş bir perspektiften değerlendirmeye yönlendirir. Bu tür derin sorgulamalar, onların yaşıtlarına göre daha gelişmiş bir felsefi düşünce yapısına sahip olduğunu gösterir.
4. Benzersiz ilgi alanları ve gelişmiş mizah anlayışı
Ebeveynler zaman zaman çocuklarının yaşıtlarından daha olgun davrandığını ya da çocukluklarını yeterince yaşamadığını düşünerek endişe duyabilir. Ancak üstün yetenekli çocuklar, sıradan konuları bile farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilir ve karmaşık düşünme becerileri sergileyebilirler.
Örneğin, yaşıtlarının ilgisini çekmeyen konulara derin bir ilgi geliştirebilirler. Aynı şekilde, üstün yetenekli çocuklar genellikle daha sofistike bir mizah anlayışına sahiptir. Diğer çocukların anlamakta zorlanacağı esprilere gülebilir ve daha gelişkin bir espri anlayışı sergileyebilirler. Bu durum, onların sosyal ilişkilerini de etkileyebilir, çünkü yaşıtlarıyla aynı frekansta iletişim kurmakta zorlanabilirler.
5. Okulda Zorlanma ve Motivasyon Kaybı
Üstün yetenekli çocuklar okulda yaşıtlarına kıyasla daha hızlı öğrenebilir ve çoğu zaman derslerden sıkılabilirler. Eğer okul müfredatı onların zihinsel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar zorlayıcı veya ilgi çekici değilse, bu çocuklar motivasyonlarını kaybedebilir.
Sonuç olarak, üstün yeteneklerine rağmen derslerinde beklenenden daha düşük performans gösterebilirler. Bu çocuklar genellikle daha derinlemesine düşünmeye ve kendilerini daha fazla zorlayacak görevler üstlenmeye ihtiyaç duyarlar. Ancak standart eğitim sistemleri, bu ihtiyacı her zaman karşılayamayabilir ve bu da onların akademik başarılarında düşüşe yol açabilir.
Bu işaretler, üstün yetenekli çocukların farklı ve karmaşık bir gelişim yoluna sahip olduklarını gösteriyor. Ebeveynlerin bu işaretlere dikkat etmesi ve çocuklarını bu doğrultuda desteklemesi, onların potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koymalarına yardımcı olabilir.
Kaynak: CNBC